okudum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
okudum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Konstantinopolis Düştü 29 Mayıs 1453 #Okudum

     Herkese merhabalar, Bu yazımda size ikinci kez okumaya başladığım kitaptan bahsedeceğim.Tarih kitaplarıyla aramın çok iyi olmamasına rağmen bu kitap mutlaka okumam gerekenler listesine girdi.Bu yıl kpss sınavına hazırlanacağım için de faydası olduğunu düşündüm.Anlatımı sade, fakat yabancı isimlerin çokluğu, özellikle -Bizans imparatorlarının isimleri- biraz kafa karıştırıcı, yani benim için.İstanbul'un fethini tarafsızca anlatılması beni çok etkiledi.Oldukça kapsamlı ve öğretici bir kitap.Okunması gereken kitaplardan biri.Yazarı Steven Runciman, çeviren ise Derin Türkömer.



Arka Kapak
"Tarih, hiçbir zaman bu kadar güzel anlatılmamıştır."   
  The Tımes
"Gerçek bir tarih klasiği..."     
Lord Kinross
"Konstatinopolis Düştü hem bir tarih kitabı hem de gerçek bir sanat eseridir."
Cyril Connolly(Sunday Tımes)
"Sir Steven Runciman'ın eseri Konstatninopolis Düştü uzun yıllar benzeri yazılamayacak nitelikte bir tarih hazinesidir."
David Knowles(Spectator)

16 Nisan 2013 Salı

Oktay Sinanoğlu-Bye Bye Türkçe #okudum


   Oktay Sinanoğlu'nun ilk okuduğum kitabı Hedef Türkiye'ydi.Üniversitedeki hocamız mutlaka okumamız gerektiğini belirtmişti.Sınavda sorucam deyince de mecbur almıştık :D İyi ki de almışım, o kadar etkileyici bi anlatımı vardı ki.Okul bittikten sonra kitapçıda gezinirken birden bu kitap dikkatimi çekti.Hedef Türkiye kitabını okuduğum için aynı tadı bulabileceğimi düşündüm ve hemen aldım.Türkçe konuşmanın önemini daha iyi anladım.Kitabı okuduktan sonra çok farklı düşünmeye başladım nedense:) İngilizce bir tabela gördüğümde kızıyordum, sanki Türkçeyle kendimizi ifade edemiyoruz, bu sebepten ingilizceye ihtiyaç duyuyoruz.Dilimizin kıymetini bilelim arkadaşlar.Fırsatınız varsa bu kitabı mutlaka okuyun derim.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Hayallerindeki Gibi Yaşa-Murat Toktamışoğlu #okudum


     Üniversitedeyken kişisel gelişim kitaplarına merak sarmıştım.İlgimi çeken, beni başarıya ulaşmak için tetikleyecek ve hırslandıracak bir kitap arayışı içine girmiştim.Bu tür kitapları görünce hemen alıp okuyordum.Sonra farkettimki kitap tabii ki başarıyı etkiliyor ama hiçbişey yapmadan sadece bu kitapları okumakla başarılı olunmuyor:) Başarı çok çalışıp çabalamaktan geçiyor.Bu yüzden kişisel gelişim kitaplarına bir süre  ara verdim ve derslerime yöneldim.Bu süreçte tekrar romana dönüş yaptım.Ama gelişim kitaplarını da iyi ki okumuşum diyorum.Size de bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.Çok akıcı ve net bi anlatımı var.Bir kerede başlayıp bitirebilirsiniz.



 Arka kapak
Bu kitabı okuyunca hayatınız değişmeyecek. Bambaşka bir insan olmayacaksınız. Ama bu kitap, hayatınızı değiştirmeniz için size yol gösterecek.
Kot Pantolonlu Yönetici, kendine Yeni bir Hayat Ismarla ve aklın Öteki sesi adlı kitapların da yazarı olan Murat Toktamışoğlu, bu yeni kitabında, kaderimizi aldığımız ya da almadığımız kararların belirlendiğini ve her şeyin bizim elimizde olduğunu söylüyor. Yazara göre kararlarımızın ardındaki en büyük enerji kaynağı ise hayallerimiz...
İşte bu nedenle işe hayallerimizi yeniden inşa ederek başlamamız gerekiyor. Kendimizi, hayatımızı ve -belki-dünyayı ancak bundan sonra değiştirmeye başlayabiliriz.



4 Nisan 2013 Perşembe

Elif Şafak - Araf #okudum







     Kim gerçek yabancı - bir ülkede yaşayıp başka bir yere ait olduğunu bilen mi, yoksa kendi ülkesinde yabancı hayatı sürüp, ait olacak başka bir yeri de olmayan mı?
İsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir - bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer - ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamının birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır.


Arka Kapak

  İyi de bir insana neden ömür boyu geçerli olacak şekilde tek bir isim veriliyordu başka bir isim de verilebilecekken, hatta isminin harfleri karıştırılıp aynı isimden yenileri türetilebilecekken? Kendimiz de dahil etrafımızdaki her şeyi yeniden adlandırma şansı ne zaman alınmıştı elimizden? 
Doğuştan bana verilen bir isme ilanihaye mıhlanıp yapıştığımı bilmek nasıl sıkmaz ki canımı, hayattaki yegâne tesellim kendim olmamayı başarabilme şansım iken? İsimleri sonsuza kadar sabitleyen bir dünyaya saplanmışım, harflerin çığırından çıkmasına izin vermeyen. Ama ne vakit kaşığımı alfabe çorbasına daldırsam ismimi ve onunla birlikte kaderimi yeniden düzenlemek üzere yeni harfler yakalamayı umuyorum.




Romanda, farklı din, çevre ve kültürlerden gelip yolları Boston’da kesişen bir grup genç insanın dokunaklı öyküsü, yalnızlık, yabancılık, dil ve zaman üzerine durulmuş.
Çok etkileyici bir kitap, okumanızı tavsiye ederim.